24.4.10

Balık ‘baştan’ kokar.

eathis.

Kadın ve aileden sorumlu, nispeten çiçeği burnunda kadın bakanımız geçtiğimiz günlerde ayrım olmaksızın toplumun her kanadı tarafından ivedilikle tepki verilmesi gereken bir açıklama yaptı. “Eşcinsellik bir hastalıktır, tedavi edilmesi gerekir.” Peki bulaşıcı mıdır diye sormamak elde değildir kendisinin kurduğu cümlenin seviyesine uygun olarak.

Toplumdaki her kesimin bu söyleme tepki vermesi gerekir zira eşcinsellik türk toplumunda da vardır ve ciddi bir tabudur. Yine herkesin tepki vermesi gerekir çünkü  Eşcinseller vardır, yaşadığımız toplumun bir parçasını oluşturur. Hatta hepimizin kulağına çalınmıştır aslında gay miş fakat bu toplumda yaşadığı için kimseye söyleyememiş, aslında kendisi bile farkında değilmiş ne olduğunun, cinsel kimliğinin. Sonra evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış, karısını da hiç bir zaman sevmemiş hikayeleri.

Hadisenin ne tarafından tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Bir bakanın bu kadar talihsiz  bir açıklama yapmasının mantığı ne olabilir? Bir bakan nasıl bu kadar bilim dışı bir tavırla, söylediklerinin toplum üzerindeki olumlu-olumsuz etkilerini düşünmeden konuşabilir? Bunu söyleyen biri nasıl bir ülkenin bakanı olabilir? Eşcinselliğin hastalık değil ‘cinsel yönelim’ olarak adlandırılışının, psikolojik hastalıklar listesinden kaldırılışının 40 yılı geride kalmış uzmanların anlattığına göre.

Türk toplumunda kültürel kökler vasıtası ile yerleşmiş bir kültür vardır. Heteroseksüel ilişki (kadın-erkek ilişkisi) dışında hiçbir ilişki türü uygun değildir ve toplumsal ahlak kurallarıyla örtüşmez. Eğer bunun dışında bir durum varsa orada bir hata var demektir.

İnsanların yavaş yavaş bilinçlenmeye başlayıp, eşcinselleri kabul ettikleri bir zamanda yaşıyoruz. Hatta hala büyük bir kesime göre fazla modern bile sayılıyor bu ‘marjinal’ kesim. Biz toplumsal önyargıları sokakta bağırarak, insanlarla konuşarak, tabuları yıkmaya çalışan ‘marjinal’ kesimin söylediklerinin üzerini çizmek değil midir bu sayın bakan? Ya da bilim denen o vazgeçilmez kavramı görmezden gelmek? Peki ya daha da ileri gidersek insanları  neredeyse yok saymak değil midir?


Hiç yorum yok: